2025 yılında, OECD PISA çalışması, öğrenciler arasında İngilizce yeterliliğine ilişkin uluslararası mukayese edilebilir veriler üretecek ve Avrupa Komisyonu iş birliği ve ortak finansmanı ile gerçekleştirilecek olan isteğe bağlı bir Yabancı Dil Değerlendirmesi içerecektir. Bu, 16 AB Üye Devletinin katılacağı gönüllük esasına dayalı bir modüldür. Ortaokulda okuyan Avrupa genç nüfusunun %98'inden fazlası yabancı dil olarak İngilizce gördüğü için ilk baskı İngilizceye odaklanacaktır.

2025 verilerinin analizine yardımcı olmak amacıyla, 2023 yılında OECD (Avrupa Komisyonu ortak finansmanı ile), Finlandiya, Yunanistan, İsrail, Hollanda ve Portekiz'de 15 yaşındaki bireylerin İngilizceyi nasıl öğrendiklerini araştıran örnek olay çalışmaları yapmıştır. Sonuçlar 20 Şubat'ta bir web seminerinde sunulmuştur.  

Rapor sonuçları aşağıdaki gözlemleri içermektedir:

• Gençler, sadece okulda değil, televizyon, bilgisayar ve cep telefonları aracılığıyla da İngilizceye çok maruz kalmaktadır, üstelik giderek daha erken yaşlardan itibaren.
• Öğrenci ve eğitimciler, İngilizceyle bu denli büyük bir etkileşimin dil yeterliliği üzerinde doğrudan ve dolaylı olarak olumlu bir etkisi olduğunu düşünmektedir. Bu etkileşim, kelime dağarcığını genişletmek, kavrayışı desteklemek ve motivasyonu artırmak şeklinde algılanmaktadır. Bununla birlikte, bazı öğretmenler, öğrencilerin kendi yeterliliklerini gözlerinde büyütüp ders çalışma ihtiyaçlarını hafife alabilecekleri konusunda uyarmaktadır. Öğrencilerin İngilizceyle okul dışında etkileşimleri coğrafi, kültürel ve sosyoekonomik farklılıklar nedeniyle eşit düzeyde değildir.
• Dijital teknolojiler İngilizce derslerini daha ilgi çekici hale getirebilir ve sınıf yönetimini kolaylaştırabilir. Daha geniş kapsamlı araştırmalar, yapay zekanın (AI) bireysel ihtiyaçlara cevap vermede ve öğreniciler arasındaki iş birliğini kolaylaştırmada öğretmenleri destekleyebileceğini göstermektedir. Bununla birlikte, teknolojinin yabancı dil öğretimi ve öğrenimi üzerinde henüz dönüştürücü bir etkisi olmamıştır.
• Öğrenciler, İngilizce öğretmenleri ve okul liderleri, gençlerin İngilizce konuşmak için daha özgün (otantik) fırsatlara sahip olmasını istemektedir. Bazı okullar uluslararası değişim fırsatları sunmayı taahhüt etmektedir. Bu yoğun kaynak gerektiren bir uğraş olsa da, Erasmus+ programı okulların bu faaliyetleri yürütmesine yardımcı olmaktadır.